Burgazada’da 1 gün! 

  
Hem yorulmadan hemde yeterince keyifli birkaç saat geçirmek için sıkıştırılmış bi gezi paylaşıyorum sizinle koşuuuunn! 

Burgazada, Kabataş’tan vapura binildiğinde Kınalıada’dan sonra gelen 2. ada.  Yaklaşık 1 saat sürede adaya adım atmış oluyorsunuz. Biz vapurdan iner inmez Ergün Pastahanesi’nde bir kahvaltı yapalım dedik. Öyle çok teferruatlı değil, meşhur olan böreğini yemekti asıl amaç 🙂 Ergün Pastahanesi hemen sahilde, vapurdan indiğinizde sağ tarafta kalıyor. Böreğimizi çayımızı içip günlük gezi rotamızı planlayıp o meşhur çilekli milföy ve ballı pastasını ada dönüşüne saklayarak kalktık! 

    
İlk durak Sait Faik Abasıyanık Müzesi oldu bizim için.  Sait Faik’in vefatından sonra annesi tarafından Darüşşafaka’ya bagışlanarak müzeye çevirilmiş adadaki evleri. 

  
Sonrasında Kalpazankaya’ya çıkmak, hemde ‘ada demek büyük şehirde kullanılamayan bisiklet özlemi demek’ düşüncesiyle bisiklet kiraladık. Yalnız bisiklet Ada’nın her yerinde serbest değil, sadece yukarı Kalpazankaya’ya doğru çıkan yol ve sahilin yarısını gezebiliyorsunuz. Ada’da çok sayıda fayton olduğu için, olası kazaları engellemek içinmiş… Bu arada Kalpazankaya bir restoran, oradan geçip patikayı inince de aşağıda plaj var. 

  
Bisiklet turumuzu tamamladıktan sonrada büyük şehirlerde alışık olduğumuz ama adada olunca daha bir güzel gelen butik bir kahveci olan Four Letter Word Coffee de kahvelerimizi içtik. Buraya ait izlenimleri ‘Bi Dünya Lattee’ yazı dizisine ek olarak ayrıca sizlerle paylaşmayı düşündüğüm için ayrıntı vermiyorum! 🙂

  
Burgazada’dan dönmeden önce vapur saatini beklerken yeniden Ergün Pastahanesine uğrayıp meşhur çilekli milföy ve ballı pastasını da denedik tabiki :)) her ikisi de gerçekten çok lezzetliydi! 

İşte böyle bir minik gezinti fikri size millet esen kalınnnn! 

Yorum bırakın